Dijital Sanat Festivali İstanbul’un başlangıç sergisi olarak tasarlanan DALINÇ’ta 10 sanatçının eserleri yer alacak. Büyüleyici atmosferi ile Binbirdirek Sarnıcı’nda gerçekleştirilecek sergi T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkıları ve PASHA Bank ana sponsorluğunda, Mezo Dijital tarafından düzenleniyor. Serginin ilk gününde sanatseverler sergiyi ücretsiz olarak gezebilecekler. Serginin küratörü Seyhan Musaoğlu.
Mezo Dijital tarafından 15-17 Haziran tarihleri arasında düzenlenecek olan DALINÇ sergisi için, yüzlerce yıllık geçmişi, mimarisi ve dokusuyla İstanbul’un simge mekanlarından biri olan Binbirdirek Sarnıcı tercih edildi. IDAF, yani İstanbul Dijital Sanat Festivali, geçmişle geleceği bu sergide bir araya getirmeyi hedefliyor. Oluşumun ilk sergisi olan DALINÇ’tan sonra gerçekleştirilecek tüm organizasyonlar da tarihi mekanlarda yapılacak. Konuyla ilgili açıklama yapan Mezo Dijital Yönetim Kurulu Başkanı Nabat Garakhanova, “Sanatın halk için olduğu ve dünyanın gittiği noktada dijital sanatların, sanatın geleceğini teşkil edeceği inancı ile yola çıktık. Pandemi nedeniyle ertelenen ilk festivalimizden sonra durmanın bize iyi gelmediğini fark edip, çalışmalarımıza tekrar başladık. Yeni yılda yapmayı hedeflediğimiz festivalimizden önce bu sergide İstanbul’un tarihi yarımadasında dijital sanatları, sanatseverlerle, dijitale ve dijital sanatlara ilgisi olan tüm yaş grubundan dijital sanatlar alanında iş yapan, eser üreten sanatçılarla bir araya getirmeyi hedefledik. Bu ilk sergimizden sonra da yıl boyunca sosyal medya hesaplarımız üzerinden dijital sanatlara ilgisi olan, proje üretmek isteyen herkese kapılarımız açık. Yine yıl boyunca workshoplarla, eğitim programları ile festival hazırlıklarımıza devam edeceğiz. Çalışmalarımızı IDAF hesapları üzerinden online olarak takip edebilirsiniz. Amacımız 2022 yılında yapacağımız İstanbul Dijital Sanat Festivali’nde 40 sanatçımızın yanı sıra projesi yeni isimlerin aramıza katılmasını sağlamak. DALINÇ sergisine gelecek olursak sergi mekanımız efsanelere konu olmuş, adı İstanbul’la anılan tarihi Binbirdirek Sarnıcı… DALINÇ’ta da dünyaca tanınan dijital alanda eser üreten 10 sanatçımız ve eserleri yer alacak. 15-16-17 Haziran tarihlerinde tüm İstanbulluları sergimizi gezmeye davet ediyoruz. Bu noktada içinden geçtiğimiz zor dönemde sergimize katkılarından dolayı T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na, ana sponsorumuz PASHA Bank’a ve tüm sponsorlarımıza teşekkür ediyorum.”
İstanbul Dijital Sanat Festivali ve DALINÇ Sergisinin ana sponsoru PASHA Bank Genel Müdürü H.Cenk Eynehan yaptığı açıklamada: “Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan arasındaki ticaretin gelişimine katkı sağlamak amacıyla kurulan Azerbaycan sermayeli PASHA Bank finansal köprü olmanın yanında, bankacılığın bir adım ötesine geçerek kültür ve sanatı desteklemektedir. . Sadece biz değil PASHA Holding grubu gerek Azerbaycan’da gerek dünyanın farklı coğrafyalarında sanata her zaman destek vermektedir. Türkiye’de de IDAF’a destek olmaktan mutluluk duyuyoruz. Her yaş grubundan insanın, özellikle gençlerin sanata olan ilgilerinin artması için sanatı, sanatçıları desteklemeye devam ediyoruz. Tam da bu noktada dünyanın hızla dijitalleştiği son yıllarda, dijital sanatların “sanat halk içindir” mottosuna uygunluğu ve ulaşılabilirliği ile Türkiye’de bir ilk olacak, İstanbul Dijital Sanat Festivali’nin sponsorluğunu üstlendik. Festivalin ilk adım sergisi olan Dalınç’ın özellikle pandemi sonrası iyileşme döneminde herkese iyi geleceğine inanıyoruz. Sanatın olduğu her yerde PASHA Bank olarak yer almaktan mutluluk duyuyoruz.” dedi.
DALINÇ Sergisi’nde eserleri yer alacak sanatçıların isimleri:
Özgür Demirci – Hazal Döleneken – Lara Kamhi – A. Bill Miller – Mehmet Öğüt – Furkan Temir – Deniz B. Turan – coMekaniKdoll – Haydiroket – Strange Quark UED
Neden DALINÇ?
Dalınç sergisi Binbirdirek Sarnıcı’nda mekânın tarihsel dokusunu ve kültürümüzün ritüel ögelerini birleştirerek izleyiciyi farklı bir yolculuğa çıkarmayı hedefliyor. Sarnıcın mistik havası ve hikâyesine uygun, organik fiziksel ögelerle dijital sanatları harmanlayarak izleyicinin deneyimlemesi için işitsel ve görsel bir aura oluşturuluyor. Dalınç sergisi ilhamını yaşamın kaynağını anlamak için antik çağlardan beri felsefeye konu olan elementlerden alır. Dalınç; güzel bir görünüş, bir düşünce karşısında, kendinden geçercesine sessiz bir coşkuya dalma, meditasyon anlamına gelir. Hava, ateş, toprak ve sarnıcın birincil inşa nedeni olan “su” yanında, bazı doğu felsefelerine göre -eğer bu dört mistik element varlığı açıklayan yapı birimleriyse- onu tamamlayan beşinci element olarak da transandantal meditasyon ya da diğer tabiriyle “dalınç” yer alır. Musaoğlu’nun suyu odak noktasına alarak bir “dalınç” olarak kurguladığı sergi, bir yandan da çağın akımlarına ayak uydurmaya çalışan benliklerimizi konu ediniyor.
DALINÇ Sergisi’nin sanatçılarının eserleri ile ilgili yaptıkları açıklamalardan:
LARA KAMHI “Idios & Koinos Kosmos III” – 2021
Heraklitos, uyanık olanların ortak bir dünyası olduğundan, uykuda olanlarınsa bireysel dünyalarına geri döndüklerinden söz etmişti. İdios Kosmos Yunanca “Fikirlerin Dünyası” anlamına gelir. “Paylaşılan Dünya” anlamına gelen Koinos Kosmos’un karşısında durmanın yanı sıra onunla birlikte varoluşunu sürdürür. Eşsiz deneyimlerimiz ve öğrenimlerimiz sonucunda oluşan varoluşlarımızın birbiriyle kesiştiği ve koptuğu anları inceleyen bu çalışma, düşüncenin soyut ve somut halleri arasındaki kopma ve yeniden bağlantı kurma aşamalarını irdeler.
Özgür Demirci “Sana Anlatmak İstediğim Şeyler”
Özgür Demirci çalışmasında, insanla birlikte yaşama gelen ve/ya sonradan edinilen ruhsal, bedensel ve tarihsel yaraların ve şifanın kaynağına doğru bir yolculuk hikâyesi sunar. Demirci, yara ve merhemin birbiriyle birleştiği ve ayrıldığı noktaları, iki farklı metin çalışması ve her biri için özel tasarlanmış ses ve müziğin katılımıyla çift kanallı bir performatif video enstalasyonunda bir araya getirir.
Özgür Demirci, bedensel iyileşmeden yola çıkarak hazırladığı “Sana Anlatmak İstediğim Şeyler” adını taşıyan çalışmasında; toplumsal, çevresel, politik ve ruhsal yaraların deri altında kalan kısımlarının farkına vararak bunları besleyenlere yönelir.
Mehmet Öğüt “Grejuva – Alaz”
“Yaşam daimi bir akıştır. Doğa ve insan ilişkisinde ateş hem yok eden hem de var eden bir kavram olarak yaşamın vazgeçilmezidir. Çalışmanın temelinde bu zıtlığın bir çatışma olarak yaşamın dengesini kurduğu vurgulanır.”
Grejuva, suyun üzerinde yanan, sönmeyen ateş anlamına gelmektedir. Çalışma temelinde ateş yer alır. Antik Yunan Felsefesinde Herakleitos’un, tüm bu unsurlar temelinde arkhe’yi (temel maddeyi) “ateş” olarak tariflediği ve ona göre, ateşin varlığın ilk temeli ve içinde bütün karşıtlıkları eriten bir birlik olduğu görülür.
Grejuva, bu temeller üzerinden, insanın doğayla çatışma halinde oluşunu görselleştiriyor. Suyu ateşi söndüren element olarak kabul ederken, doğa kendi kuralları çerçevesinde tam tersini yapabiliyor. Neft, sülfür ve zift karışımı ile elde edildiği düşünülen bu kimyasal tepkime, doğayı kontrol ettiğini düşünen bizlere, doğanın karşısında aslında ne kadar aciz olduğumuzu hatırlatır nitelikte. Doğa izlerini kendi normlarıyla oluşturur; çalışma, bir müdahale etme halinden ziyade bir tanıklık duruşuna sahip.
Bir yanıt yazın