Ekranların ve sahnelerin sevilen ismi Çiğdem Tunç, karantina sürecinde Instagram’dan canlı yayınla yaptığı programında sevilen isimleri ağırladı.

2 ay, haftaiçi her gece 22:00 – 24:00 arası iki konuk ağırlayan Çiğdem Tunç, bu zaman zarfında, birbirinden değerli 70 ismi evlerimize misafir etti. Ve finali Tanju Çolak’la yaptı.

 

Sahibi olduğunuz Çiğdem Tunç Tiyatrosu’nun kalabalık kadrolu oyunlarında izledik sizi sahnelerde. Karantina gecelerimizde cep telefonlarımızdan seslendiniz bize, birbirinden sevilen isimlerle. İki ay her gece iki konukla yol alma hikayenizin başına gidersek?

Corona sebebiyle evlerimizde kaldığımızda bir şeyler yapmam gerek düşüncesiyle… En iyi bildiğim şeyi yapayım dedim. Yılların yayıncısıyım, elimin altında İnstagram var, herkes orada. Hadi sohbetler yayınlayıp biraz mutlu olalım hem de birbirimizi görürüz böylelikle diyerek. Yapımcılığını Süreyya Gökhan, Alper Çorumluoğlu, Melike Birgölge üstlendiler. Yayının adını da 1992-1995 arası Kanal 6 da sunduğum efsane program gibi “Gecenin Rengi” koyduk. Sloganımız da “Geceye bir renk bırakalım ” oldu.

Bu yayının her şeyi siz oldunuz. Işıkçısı, makyajcısı, yönetmeni, sunucusu…

Yaklaşık iki ay boyunca, bana düşen görevi layıkıyla yerine getirdim. Seyredip ilgi duyan herkes için ikişer saatlik ikişer konukla günlük yayınlar yaptım. Nasıl olsa evdeyim, aman sen de demedim, yayın öncesi makyajımı, saçımı yaptım, elimdeki kıyafetler ütülü, titiz,adeta televizyon programı yaparcasına geçtim cep telefonumun kamerası karşısına. Set bile kurdum,ofis ve yatak odalarından aydınlatmaları indirdim. Bazen salondan, bazen bahçeden yayınlar yaptım.

Gecenin Rengi adıyla iki ay her akşam canlı yayın yaptınız ve finali de Tanju Çolak’la ile gerçekleştirdiniz.

Makyöz,ışıkçı, sesçi, kameraman,yönetmen,set işçisi hepsi aynı kişi ,bendeniz. Aa bir de yardımcı oyuncular kediler tabii. Birçok akşam yayın der demez yapmadıkları şaklabanlık kalmadı. Ve sonunda tadında bırakalım dedik ve en son kralla, Tanju Çolak) son yayını yaptık ve veda ettim şimdilik. Çok kişi yazdı,söyledi, “N’olur bitirmeyin, en kaliteli yayın sizinkisi, çok seviyoruz” diye. Onlara da çok teşekkür ederim başka bir platformda yeniden karşılarında olmaya söz veriyorum.

Çiğdem Tunç Tiyatrosu olarak “Ve perde” demeyi özlemişsinizdir?

Hem de nasıl… Çok, çooookkk… Bu arada tiyatro ofisi olarak baktık ki, Çiğdem Tunç Tiyatrosu olarak dördüncü sezonumuzda tam bir repertuvar tiyatrosu haline gelmişiz. Hadi dendiği anda Şoför Nebahat, Binbir Gece Masalları, Üç Artı Bir Zombili, Bir Eski Zaman Hikayesi, çocuk oyunumuz Palyaço Puki ve Yaramaz Cimcim… Ne istersen var, hazır, beğenilmiş, tutmuş oyunlarımızla kaldığımız yerden devam etmeye hazırız.

Bir de sürpriziniz var sanırım?

En sona en büyük sürprizi sakladım, yeni sezon oyunumuz. Evet dört aydır çalışmıyoruz, gelirimiz yok hiçbir yerden tiyatro olarak ama durmak yok. Hem tiyatro sanatını, hem de kendi özel tiyatromuzu yaşatmak boynumuzun borcu. Ben de şöyle bir dizi bulup, oradan gelir sağlayabilsem, tiyatromu sürdürebilmek için ne kadar iyi olur,rahatlatır beni. Allah büyük. Neyse yeni projeye gelelim. Senelerdir aklımda ve herkes istisnasiz projenin özellikle bana çok yakışacağı konusunda hemfikir. Cahide! Yanımda elbette en iyi oyuncular olacak. Daha önce sevdiğim sanatçı dostlarım canlandırdılar,ama son sözü ben söyleyeyim istedim. Oyunun tekstini vazgeçemediğim genç yazarımız Eray Yasin Işık kaleme alacak. Ersin Ökten danışmanımız olacak. Ben sahneye koyacağım. Herzamanki çok kalabalık kadrolarım yerine bu kez altı kişilik olacak oyunun kastı. Tüm oyuncular üçer, dörder rol oynayacaklar. Tabii Allah kısmet eder, sağlığımızı koruyup, toplumca kurallara riayet edip, iyileşme ve normalleşme sürecini hızlandırabilirsek, Eylül başında açarız inşallah perdemizi.