Bazı geceler vardır, yılların yükünü bir çırpıda unutturur. Bazı anlar vardır, geçmişte bıraktığınızı düşündüğünüz hayalleri yeniden alevlendirir. İşte geçtiğimiz akşam, Engelsiz Yaşam Vakfı’nın 15. yıl balosunda tam da böyle bir gece yaşandı. Yüzlerce yüreği bir araya getiren bu anlamlı etkinlik, sadece bir kutlama değil, aynı zamanda bir dönüm noktasıydı. Engelsiz Yaşam Vakfı, 15 yıl önce bir avuç idealist insanın, özellikle genç iş insanı Ramazan Burak Telli’nin büyük destekleriyle hayata geçti. Ancak benim bu vakfa olan bağlılığım, çok daha derin bir geçmişe dayanıyordu. Babam Hüseyin Akdağ, işitme engelliler okulunda öğretmenlik yapmış bir eğitimciydi. Onun, yıllarca işitme engelli öğrenciler için verdiği emeklere çocuk yaşta tanık olmak, benim engellilerle olan bağımı daha o yaşlarda şekillendirdi. Hayatım boyunca bu özel bireylere hizmet etme arzumun temelleri işte o günlerde atılmıştı. Vakfın kuruluşunda yer almak benim için bir onurdu. Birkaç yıl boyunca yönetimde severek çalıştım, elimden gelenin fazlasını yapmaya gayret ettim. Ancak zamanla o dönemin mevcut yönetimiyle yaşadığımız sıkıntılar nedeniyle görevimden ayrılmak zorunda kaldım. Aradan geçen yıllar, haklılığımı ortaya koyarken, vakıf da yeni ve enerjik bir yönetimle tekrar ayağa kalktı. Ve nihayet, o büyülü gece geldi çattı. İstanbul’un son yıllarda en gözde mekânlarından biri olan Cahide’de düzenlenen 15. yıl balosu, sadece bir kutlama değil, adeta bir umut şöleniydi. Mekânın sahibi Türkan Şerbetçi ve ekibi, gecenin her detayı için adeta yarıştı. 500 kişiye hizmet eden yüzlerce personelin özverisiyle gece kusursuz geçti ve hiçbir aksaklık yaşanmadı. Gecenin solisti Gülben Ergen, yıllar sonra ilk kez karşıma çıktı. Sahnede beni izleyenler arasında görünce önce şaşırdı, “Burhanım da buradaymış!” dedi. Bu cümlesiyle beni onurlandırdıktan sonra, sahneden yanıma kadar gelerek özlem giderdik. Uzun süredir görüşmediğimiz Gülben’in, samimiyeti ve neşesiyle geceye ayrı bir anlam kattığını söylemeliyim. Coşkun Sabah ile yaptığı düet ise âdeta gecenin zirve noktasıydı. İki usta sanatçının şarkılarına salondaki 500 davetli hep bir ağızdan eşlik etti, bu anlar asla unutulmayacak kadar özeldi. Başkan Avukat Edip Önder’in yaptığı konuşma ise herkesi derinden etkiledi. Kısa ama öz bir şekilde engelli vatandaşlarımızın karşılaştığı zorluklara değindi ve vakfın gelecekte çok daha büyük işler yapacağının sözünü verdi. Bu sözler beni, tam 15 yıl öncesindeki o heyecanı yeniden yaşamaya sürükledi. Gecenin en önemli anı ise tam anlamıyla bir görsel şölendi. Vakfın Başkan vardımcısı ve gecenin sunucusu Tayyar Işıksaçan vakıf kurucu üyelerini ve mevcut yönetimi sahneye davet etti. Vakfın kurucu üyeleri, mevcut yönetim ve gecede desteklerini esirgemeyen sanatçı dostlarla birlikte 15. yıl pastasını keserken, mutluluğun ve umudun yüzlerden taştığını görmek her şeye değerdi. Bu gece bir şey daha kanıtladı: Engelsiz bir yaşam hayali, sadece bir düşünceden ibaret değil, somut bir gerçek olabilir. Bunun için inanç, azim ve samimi bir yürek yeterlidir. Engelsiz Yaşam Vakfı’nın bu hikâyesi, daha yazılacak çok güzel sayfaların habercisidir.
Burhan AKDAĞ
Modern Türk Müziğine Yeni Bir Soluk: Ozan Kapılan’ın Büyüleyici Hikayesi
Aile’ce “gong çalma” töreninde
Akademik Yazar Sabiha Sefer Ünal’ın İlk Konuğu Halil Ergün Oldu !
Akciğer Kanserli Hastalarda sauna ve hamam kullanımına dikkat!
Aslıhan Obaoğlu “Yol Arkadaşım” Yeni Calismasi
RADYOYU ARAÇ OLARAK KULLANDIM