Müge Soner’in hikayesi, genç yaşta kanserle tanışmasıyla başladı. Hastalığın tedavi sürecinde hızla kilo alan Müge, 240 kiloya ulaştı. Ancak bu zorlu sürece rağmen pes etmeyerek, ameliyatlar, diyet ve sporla tam 160 kilo vererek 80 kiloya indi. Bu süreç, onun azmini ve kararlılığını daha da pekiştirdi. Tüm bu sıkıntılı günlerde en büyük hayali sahneye çıkmak, dostlarını eğlendirmek ve adını milyonlara duyurmaktı.
Akademik kariyerine Türkiye ve Amerika’da hukuk eğitimi alarak önemli bir boyut kazandıran Müge, adalet ve hak savunuculuğu konularında derin bir anlayış geliştirdi. Tiyatro ve müziğe olan ilgisi, ona sanat dünyasında kendine özgü bir yer edinme fırsatı sundu. Ankara Halk Oyuncuları ve Ankara Sanat’ta aldığı tiyatro ve sanat eğitimleriyle sahneye olan tutkusunu pekiştiren Müge, Başkent Üniversitesi tiyatro topluluğunun kurucularından biri olup hem oyuncu hem de yönetmen olarak aktif rol aldı. Ayrıca Levent Kırca ve Oya Başar tiyatrolarında profesyonel sahne deneyimi kazandı.
Hayalleri gerçek oldu.
Önce kilolarından kurtuldu, ardından müzik eğitimi aldı. Bu sürecin sonunda “Üfle de Söneyim” adlı albümünü hazırladı. Sırada sahneye çıkmak vardı ve nihayet o an geldi. İlk sahne gecesinde yakın dostları kendisini yalnız bırakmadı. O gece Müge, hayatında önemli bir yere sahip olan iki kişiye özellikle teşekkür etti. Üç eşinden ikisi, Müge’yi ilk sahne çalışmasında yalnız bırakmamıştı. Eski eşleri Mehmet Denizman ve Nuri Özgökçeler gala gecesini izleyenler arasındaydı. Diğer eşi ve çocuklarının babası Koray Bozkurt ise şehir dışında olduğu için geceye katılamadı.
Müge Soner, üç evlilik yapmış olmasına rağmen sahnede şaka ile karışık tek rakibinin yedi evlilik yapan Seda Sayan olduğunu belirterek, en kısa zamanda Seda Sayan’ın rekorunu kırmak ve onun gibi başarılı olmak istediğini ifade etti. Müge’nin bu cesur ve kararlı duruşu, onun hayatında yeni bir dönemin başladığını ve sahnede uzun yıllar boyunca kalacağını müjdeliyordu.