Kara Ağaç Destanı dizisi 9 bölümüyle ekranlara gelmeye hazırlanıyor

Kara Ağaç Destanı dizisi 9 bölümüyle ekranlara gelmeye hazırlanıyor

TRT 1’de yayınlanan Kara Ağaç Destanı dizisi 26 Nisan Cuma akşamı saat 20.00’de dokuzuncu bölümüyle ekran
Ana Sayfa Foto Galeri, Magazin, Video Galeri 14 Mart 2021 477 Görüntüleme

YAŞAMIN DİREKSİYONUNDA Huşu İçinde, Süzülür Gibi Yaşamak

YAŞAMIN DİREKSİYONUNDA Huşu İçinde, Süzülür Gibi Yaşamak

Bazen, içimizde tanımlayamadığımız bir şeyin varlığını hissederiz. Bazen dedim çünkü o her zaman görünmez. Ortaya çıkmak için olmadık anları bekler. Mesela mutlu bir anda çıkar gelir, bir işe başlayacakken, yapılacaklar listemize bakarken, yeni bir ortama girerken ya da ilişkimiz aslında pek de fena değilken…

Hâl hatır sorar gibidir ama anlarsınız, bir şey ima ediyor!

O şey biraz, mutsuzluğa benzer biraz da karamsarlığa, hatta biraz da umutsuzluğa… Soru sordurur, “Değerli miyim? Yeterli miyim? Umursanıyor muyum? Yapabilir miyim? Kabul edilir miyim?” Tuhaf bir kara duman gibi geçer içimizden bu şey… Geçerken de is bırakır.

Bu is, geçmiş deneyimlerimiz, kim olduğunu bile hatırlayamadığımız kişilerden duyduklarımız, bazen en yakınlarımızdan duyduklarımız, öğrendiklerimiz, bir şekilde edindiklerimizdir. Biz ona korku deriz, kaygı deriz, blokaj, problem, travma deriz… Bir sürü isim verir, farklı farklı tarif ederiz. Sonra bizim gibi başkalarının da olduğunu görürüz. Sayımız çoğaldıkça, kara duman da ardında bıraktığı is de normal gelmeye başlar.

Doğal Olan ama Normal Olmayan Şeyler Var!

Size bir sır vereyim mi? Bizi, bir sonraki adıma keyifle ilerletmeyen hiçbir şey normal değildir. Doğaldır, organiktir ama normal değildir.

Peki bu duman, yok edilebilir mi? Bilmem ama yönetebildiğini biliyorum.

Bununla ilgili ilk keşfim: Her birimiz keskin sezgilere, yaratıcılığa ve evrensel akışla temas kurma yetisine sahibiz.

Sadece daha önce çalıştırmadığımız kaslar, alıp da kullanmadığımız pratik aletler gibi orada öylece kendi günlerinin gelmesini bekliyorlar.

En Sevdiğim Gün, Bugün

Sizi, benliğinizin en ufak parçasına kadar uzanan bu derin yolculuğa davet ediyorum…

 Yaşamın Direksiyonunda Atölye Çalışmasında Seni Neler Bekliyor?

Meditasyon: Rehberin de üstadın da kendi benliğin olsun.

Gevşeme Teknikleri: Yaratıcı enerjini özgürleştir.

Sezgiselliği Besleyen Özel Yöntemler: Tüm sesler kapandığında, geriye sadece senin sesin kalır. Ve hep gerçeği söyler, sadece gerçeği…

Araçlarla Koçluk: Kendini çözümlemek için rasyonel, analitik ve somut araçlarla karşında sadece sen varsın.

Enerji Çalışmaları: Frekansları kullanmanın ve özel enerjileri canlandırmanın bir metodolojisi olduğunu biliyor muydunuz? Enerjimizi nasıl kullanmalıyız, nasıl korumalıyız ve onu nasıl yükseltebiliriz?

Kahraman Kartları: Kahramanlık sadece başkalarına bahşedilmemiştir… Hatırla: Arzun kalkanın, zaafın kılıcın… Peki sen nasıl bir kahramansın? Sana verilmiş ilahi hediyelerin neler? Hepsini açtığına emin misin?

Antagonistinle Tanışmak: Kahramanı kahraman yapan şey onun en büyük engelinden başka bir şey değildir. Sanki düşmanınmış gibi görünen, sana hep zorluk çıkaran, sen aştıkça büyüyerek geri gelen antagonistinle tanışmak ister misin? Sana onu yenmeyi vadetmiyorum, onu fark etmeyi vadediyorum. Kim olmak istiyorsan o olmanı, sadece o sağlayabilir.

6 Haftalık Kişisel Bakım Programı

Enerjisel, ruhsal ve zihinsel açıdan keşifler, farkındalıklar ve çözümlemelerle dolu 6 hafta sen de kendine Yaşamın Direksiyonunda Atölyesi hediye et…

Şebnem Toker Yaşamın Direksiyonunda ile “Hayat orada değil şu an, burada,” diyor.

Diplomatik gerilimler, ekonomik krizler ve son olarak pandemiyle birlikte, bir zamanlar sadece ana haber bültenlerinde öylesine izleyip vakıf olduğumuz konular bugün artık tüm gerçeklikleriyle bizim de gündemimizde. Üstelik geçici, gündelik değiller. İçinden geçtiğimiz bir yıl hepimizin hayatlarında kalıcı değişiklikler yarattı ve bu değişim hem algılarımızda hem de gelecek anlayışımızda olumlu ya da olumsuz pek çok etkiye yol açtı.

İnsanlık, karamsarlıkla akışına bırakmak, inanmakla şüphe duymak ve güvenmekle kaygılanmak arasında gidip geliyor. Oysa yeniçağ, yeni insan kavramlarıyla tanışırken nasıl da heyecanlıydık… Gelinen noktada sanki hepimiz bir şey bekliyoruz ama onun ne olduğunu tam olarak bilmiyor gibiyiz. Başlangıçta hobilerde derinleşmek, yeni hobiler ve ilgi alanları keşfetmekle tadını çıkardığımız süreç, bugün artık yeni ve güvenli bir normal ihtiyacına evrildi.

Hazırladığı Yaşamın Direksiyonunda atölye çalışmasıyla, tam da bu gibi duygulardan geçen günümüz insanını odağına koyan Şebnem Toker, çalışmayla ilgili olarak “Bu biraz hasar tespiti, biraz keşif gibi aslında. Kendimizin nedenlerini, nasıllarını gördüğümüz, çıktılar üzerinden bize özel prosesleri gerçekleştirdiğimiz, gerçek bir kişisel kavrayış yolculuğu,” diyor. İçeriğinde meditasyondan mindfulnessa, koçluk araçlarından enerji uygulamalarına, kahraman kartlarından antagonist uygulamalarına kadar pek çok farklı alandan beslenen Yaşamın Direksiyonunda, disiplinlerarası geçişleri ve özgün kurgusuyla dikkat çekiyor.

Bir dedektif merakıyla kendi içindeki olayları çözerken aynı zamanda Alice gibi kendi harikalar diyarını yaşamak isteyenlerin ilgi gösterdiği Yaşamın Direksiyonunda, pandemi sürecinde pek çok kişiye dokunarak önemli faydalar elde etmelerini sağladı. Şebnem Toker Yaşamın Direksiyonu’nun felsefesini anlatırken “Pandemi sürecinde sayısı artan danışanlarımdan anladığım şey şu ki bizler artık sadece kendi hayatlarımızın gerçeklerini değil dünyanın ve ülkemizin de gerçeklerini yaşıyoruz. Ve bu gerçekten büyük bir yük. Sosyal izolasyon kabul ve zaruri ancak hayatlarımızı bazı gerçeklerden izole edebilmemiz mümkün değil,” diyor ve ekliyor, “Bu çalışmadaki amacımız hayatın her gerçeğinden geçebilecek yumuşaklığı ve nezaketi hatırlamak, duygusal ve zihinsel sağlığımızı yeniden ve kalıcı olarak tesis etmek, kalıcı olarak tesis etmek, kendi özgücümüzü yeniden elimize alarak dünyaya yeniden köklenmek. Çünkü mutlaka dönüşeceğiz, ben bunu bildiğimiz gibi yapalım istiyorum.”

Yorumlar

Magazin Haberleri